Ateizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ateizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Ekim 2022

Marx Neden Ateist Değildi?

                                                 Marx Neden Ateist Değildi?

Andy Blunden

Yazıya attığım başlık kimilerine şaşırtıcı gelebilir, ancak Marx, 23 yaşından itibaren, kendisini ateist olarak nitelemeyen bir kişiydi esasında. Onun dine yönelik tavrı da çok açık değildi, felsefî materyalizme yönelik tavrı ise herkesçe yanlış yorumlanmıştı. Bu noktada yazıya başlamadan önce aydınlatıcı bir izahata girişmek gerekiyor.

İzahatın ilk noktası şu: elbette ben, Marx’ın dindar olduğunu ya da teist ideolojiye sempati duyduğunu iddia etmiyorum. O aslında Tanrı’nın varlığını reddetmenin de ötesine gidiyor.

Dolayısıyla esasta ben, Marx’ın agnostik olduğunu da iddia ediyor değilim. Agnostisizm, en iyi hâliyle, Tanrı’nın varlığını tersyüz ettikten sonra, dini tecrübe eden bir tür aptallık pratiğidir.

Sonuçta benim ateizmden kastım, varlığı inkâr edilen Tanrı’nın ahlâkî varoluş için iyilikler yapan ve her hareketi gözetleyen çocuksu antropomorfik Tanrı anlayışlarıyla bir ilişkisi yok. Bu tarz bir anlayış, yüzlerce yıl önce ciddi teoloji çalışmalarından kovuldu ve sadece felsefece muhafaza edildi, uzun zamandır da cahillerin avutulması ile çocukların disiplini için kullanılıyor.

Bu tarz bir Tanrı’nın varlığını inkâr etmekle kendisini sınırlı tutan bir ateizm, değersizdir. Benim bahsini ettiğim ateizm ise deist, müdahaleci olmayan, hareket ettirici ya da Spinozacı panteist olanlar da dâhil, her türlü Tanrı’nın varlığını inkâr eden bir ateizm. Marx’ın da inkâr ettiği bu.

Tekrar etmek gerekirse, Marx deist ya da panteist değildi, ama o ateist ya da felsefi bir kılıkla kendilerini gizleyenler dâhil, her türden teizmi, deizmi ve panteizmi reddetmişti.

Günümüzde “köktencilik” olarak adlandırılan bir tür dinî canlanma ile karşı karşıyayız; gerçekte Hristiyan köktenciliği dünya üzerinde muazzam bir güç elde etmiş olsa da nüfus bakımından küçük bir azınlığı teşkil ediyor. Bunlar elbette çocuksu bir Tanrı anlayışını öne çıkartıyorlar. Benim üzerinde durduğum nokta, marksistlerin ve her türden ateistin söz konusu gerici aptallıklara itiraz ederken, aslen Hristiyanlık’la müttefik oldukları gerçeğidir. Çocuksu ve hoşgörüsüz dogmatizmle mücadele etmek, bana göre, ateizmin işi değil. Umarım bu hususta bir uzlaşı mevcuttur. Demem o ki ateizm daha üst bir seviyede konumlanmıştır. Eğer ateist iseniz, siz sadece Berkeley’e ve Papa’ya değil, Spinoza ve Rousseau’ya da karşısınızdır.

Giriş bölümünün son noktası bu. Marx’tan bolca alıntı yapacağım, zira amacım Marx’ın görüşünü açıklamak, özellikle onun “ateist” etiketine itiraz ettiğini tespit etmek. Niyetim, ateizmle ilgili kendi fikirlerim üzerinden vaaz vermek değil. Şüphesiz ki benim görüşlerim de dile gelecek, ama bu tümüyle özgül durumlar bağlamında gerçekleşecek.

17 Ocak 2022

MEB’in Ateizme Götüren Kitapları

 

MEB’in Ateizme Götüren Kitapları

Atalay Girgin*

Sonunda bunu da öğrendik: MEB’in ders kitapları gençleri ateizme sürüklüyormuş!

Peki; MEB’in hangi ders kitapları, gençleri, öğrencileri ateizme götürüyormuş? Hatta deizme de…? Acaba gençler arasında deizm ve ateizm yayılıyor yaygarasının nedeni bu kitaplar mı?

İnsanın “Bak sen şu dinsiz MEB’in yaptığına” diyesi geliyor. Çaktırmadan neler yapıyormuş neler? Hem deizm ve panteizme götürüyormuş gençleri hem de ateizme… Seç beğen al! Sonuçta ikisinde de dinsizlik garanti… Allahsız ve dinsiz bir kurumdan başka ne beklenirdi ki zaten…

İşin ironisi bir yana… “Durduk yere, bu başlık ve sorular da nereden çıktı?” diye sormayın. Enes Kara’nın, Nur Cemaatine ait olduğu söylenen bir evde, ardında bir video kaydı bırakarak intihar etmesinin ardından, basında ve sosyal medyada birçok söz söylendi. Birçok yazı yayımlandı.

Bunlardan bazıları oldukça ilginçti. Tıpkı Akit güruhundan Ali Erkan Kavaklı imzasını taşıyan yazı gibi…

29 Ağustos 2017

Felsefe ve İnanç Ya da İnanç ve Felsefe

"Felsefe hakikatin peşindedir" Ya Din...?



Geçtiği­miz hafta pek çok yazarın köşesine taşıdığı bu iddia, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından çıkarılan aylık ‘Diyanet’ dergisinin ağustos sayısında “Deizm, Ateizm, Nihi­lizm Kıskacında İnsanlık” konu­sunun işlenmesinin ardından alevlenmişti.Türkiye’de ve dünyada semavi dinlere sempati azalıyor. Deizm hızla yaygınlaşıyor. Peki neden? HaberTürk gazetesinde Kübra Par bu konuyu İmam hatip mezunu ve imam hatip ve ilahiyat mezunu olan  ODTÜ Fel­sefe Bölümü öğretim üyesi Prof. Yasin Ceylan’a sordu.
İşte o röportajdan çarpıcı başlıklar;

"Kutsal kitap­lardaki metinlerin bilimlerle çeliştiğine inananların sayısı arttı"

"Deizm, tüm evrenin gerisinde hareket veren bir güç olduğuna inanan bir Tanrı inancıdır. Ancak bu Tanrı insanların ilişkilerine karışmaz. Sadece ilk hareketi verir, dolayısıyla bir elçi göndermez, kut­sal kitap göndermez. Yasaklar koymaz. Bir Tanrı vardır ama sadece evrene baş­langıç hareketi veren bir kudrettir. Gençle­rin neden deizme yön­lendiğiyle ilgili ben bir araştırma yapmadım ama Batı basınında da bu tür makaleler çıkıyor. Kutsal kitap­lardaki metinlerin bilimlerle çeliştiğine inananların sayısı arttı. Batı’da, modern çağda artık geleneksel Hıris­tiyanlık inancındaki Tanrı’yı kabul eden, kiliselere giden çok az kişi kaldı."